Yunus Ülger
ALMANYA – Almanya’daki kriz ortamından ve Federal Hükümet’in başarısızlığından yararlanıp yeniden iktidar olmak isteyen Hıristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU), ‘Alman Öncü Kültür’ü (Leitkultur)’ ‘projesini’ yeniden gündeme getirdi.
70 sayfalık temel programını açıklayan ana muhalefet partisi, 20 yıl kadar önce şimdiki parti lideri Friedrich Merz tarafından ortaya atılan ve zaman zaman gündeme getirilen kavramı yeniden programına aldı. Merz, 2000’li yılların başlarında CDU’nun Federal Meclis Grubu Başkanı olarak kavramı ortaya atmış, ne var ki partide pek taraftar bulmamıştı.
‘ÇEŞİTLİ TOPLUMU BİR ARADA TUTMAK İÇİN ÖNCÜ KÜLTÜR GEREKLİ’
CDU’nun ‘Özgürlük içinde yaşam – Almanya’yı geleceğe taşıma’ başlıklı temel programında, temel değer olarak Hıristiyanlık ön plana çıkarılıyor, sembollerinin toplumda daha görünür olması gerektiği belirtiliyor. Temel programı, CDU Genel Sekreteri Carsten Linnemann ve CDU Thüringen Federal Meclis Grubu Başkanı Mario Voigt ile birlikte açıklayan federal milletvekili Serap Güler, farklı kültür ve ülkelerden insanlardan oluşan toplumu bir arada tutmak için ‘Alman Öncü Kültürü’ne ihtiyaç olduğunu söyledi. Bu ‘kültürün’ ögelerini hukuk devleti, insan onuruna saygı, kadın erkek eşitliği, din ve ifade özgürlüğü ile İsrail’in varlık hakkını tanıma olarak sayan Güler, “Almanya’yı yurt edinmek isteyenler, ‘Alman Öncü Kültürü’ gereklerine göre uyum sağlamalılar” görüşünü ifade etti.
Programda, İslam konusuna değiniliyor, eleştirilere yol açan “Bizim değerlerimizi kabul etmiş Müslümanlar, Almanya’nın bir parçasıdır” ifadesine yer veriliyor. Ayrıca, “Şeriat, Almanya’ya ait değildir” deniyor. Programda yer alan ve tartışmalara yol açan bir konu da göç ve sığınma konuları. CDU, göçün sınırlanmasını, sığınma taleplerinin Almanya dışında güvenli bir ülkede alınmasını, talepleri kabul edilenlerin burada kalmasını istiyor.
AIMAN MAZYEK: DEMOKRASİYE ASIL TEHLİKE AŞIR SAĞDAN GELİYOR
Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi Başkanı Aiman Mazyek, Müslümanların büyük çoğunluğunun Almanya Anayasası’nı tümüyle kabul ettiğini, uyduğunu ve desteklediğini söyledi. X platformu üzerinden açıklama yapan Mazyek, demokrasiye asıl tehlikenin aşırı sağdan geldiğini ifade etti. Mazyek şu görüşleri de paylaştı: “Geçmişte kalanlar yüzlerce kez bu kavramı gündeme getirdi; bu tartışmalarla azınlığın sırtından polemik yapıyorlar. Burada amaç, Almanya için Alternatif (AfD) partisinden oy devşirmek. Ancak insanlar aslına oy verecektir, tartışmalar da demokrasiye zarar verecektir.”
TAYFUN KELTEK: TEMCİT PİLAVI GİBİ ISITILIP SUNULUYOR
Tayfun Keltek Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Uyum Meclisleri Birliği Başkanı Tayfun Keltek de ‘Öncü Kültür’ kavramına sert eleştiriler yöneltti, bu kavramın ‘temcit pilavı’ gibi ısıtılıp ısıtılıp sunulduğunu söyledi.
Konuyu Gazete Duvar’a değerlendiren Keltek, bunun ırkçı ve göçmenleri dışlayan bir kavram olduğunu savundu. Göçmenlerin elbette Almanya’nın temel değerlerine uymak zorunda olduklarını, bunun için de anayasa bulunduğunu söyleyen Keltek, göçmenlerin büyük çoğunluğunun buna zaten uyduğunu belirtti. Keltek, burada CDU’nun amacının AfD’den oy devşirmek olduğunu, ancak bunda başarılı olamayacağını, insanların aslına oy vereceğini, dolayısıyla bu tartışmaların AfD’ye yarayacağını savundu.
ANGELA MERKEL KAVRAMA DEĞER VERMEMİŞTİ
CDU Federal Genel Başkanı Friedrich Merz, ‘Alman Öncü Kültürü’ kavramını, 2000’li yılların başlarında partinin Federal Meclis Grubu Başkanı olarak ortaya atmıştı. Kavram, partide tartışmalara yol açmış, ancak geniş bir destek görmemişti. Merz, 16 yıl başbakanlık yapmış olan Angela Merkel’e karşı başkanlık mücadelesini kaybedince siyasetten ayrılmış, büyük bir yatırım şirketinde çalışmaya başlamıştı.
Partiyi sosyal demokratlaştırmakla eleştirilen Angela Merkel, ‘Öncü Kültür’ kavramına değer vermemiş, Müslüman göçmenler konusunda Merz’ten çok ileride yer almıştı. Merkel, “Müslümanlar ve dinleri İslam, Almanya’nın bir parçasıdır” diyerek kucaklayıcı bir tavır sergilemişti. Eski cumhurbaşkanlarından Christian Wulf ise daha ileri giderek, “İslam, Almanya’ya aittir” demişti. Bu cümlesi, sağ basında sert tepkilerle karşılaşmıştı.
Alman medyasında CDU temel programı hakkında, “Daha az Merkel, daha çok Merz” yorumu yapıldı. Sağ basın, programı ve ‘Öncü Kültür’ kavramını yerinde bulurken, sosyal demokrat ve sol basından eleştiriler geldi. Temel ve ortak değerlerin anayasada yer aldığı, başka bir kavrama ihtiyaç olmadığı görüşü ifade edildi.
